Perşembe, Nisan 29, 2010

SEVGİ ÜSTÜNE

Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır
Kitaplara göre insan
Karanlıkta yüzüne bin mumluk lâmba tutulmuş
Gözleri, yüreği kamaşmış insandır
Aptaldır, hastadır, kahramandır
Bütün kitapları yakmalı
Sevda üstüne ne söylemişlerse yalandır.
İçinde bir tek suret yaşayan yüreğe yürek mi derler
Bir tek yaprak veren dalın boynun burarlar
Bir tek meyve veren dalı keserler
İnsan dediğin bir buğday tarlası gibi olmalı
Esti mi rüzgâr bir değil milyonlar için esmeli
Bir tek meyve veren dalı kesmeli
İnsan dediğin derya misali
Üstünde milyonlarca dalga
İçinde kıyametler kopmalı
İnsan dediğin derya misali
Uçsuz bucaksız olmalı.

Gel çıkalım sevgilim gel
Gel kurtaralım birler hanesinden
Çekelim gidelim bir uçtan uca
Açalım yüreğimizin kapılarını sonuna kadar
Sevelim sevelim sevelim
Sevebileceğimiz kadar...
 
Bedri Rahmi Eyüboğlu 
 

HİÇLİK

"Ertelemek, yaşamın mayasını kaçırır.
Kızdıysan bağır, sevindiysen söyle, acıktıysan ye, uykun geldiyse yat, özlediysen arkasından koş, sıkıldıysan çarp kapıyı çık, konuşmak istiyorsan konuş.

Sonraya ertelenen ne varsa ruhunu, kokusunu, tazeliğini öz suyunu yitirir.
Söylenmeyen sözler de zamanaşımına uğrarlar.
Yaşlanmaya benzer bu: Sözcükler de büzüşüp, küçülürler. Geriye dönüş yapıldığında o vurucu gücü, etkiyi beklemek hayaldir."
 

Pazar, Nisan 25, 2010

Those were the days My friend..

Eskilerden bir parça kulağımda, pencere kenarındaki yatağımda oturmuşum..
Yanımda 10 sene önce saçmasapan bir çocukluk kavgasıyla tanıdığım,
sonraları hayatıma "iyiki" kattımış dediğim,
güzel anılarımı biriktirdiğim, biricik arkadaşım uyuyor..
Kendini penceden gelen serin havanın büyüsüne ve güneşin insanı mayıştıran etkisine bıraktı..
Günlerdir beklediğim,
bunun için planlar yaptığım an geldi..
Şimdi yanımda...
3 gün boyunca arşın arşın yol alıp gezdikten sonra uyurkenki huzurunu izliyorum..
Hala eskisi gibi...
Hala 10 sene öncesindeki gibi...
Güzel, masum ve tertemiz...



Bol bol eskilerden konuşmak ne de güzelmiş..
O günleri hatırlamak..
Ve hepsinde de bir gülümsemeyle karşılaşmak.
Sana bunları anlatan bir tanıdık sesin olması...
Baktığında onu görmen...
Sanki araya mesafeler girmemiş gibi kaldığın yerden devam etmen...
Sanki hiç bitmeyecekmiş gibi...
Anılara anlarla anı eklemen...



Cumartesi, Nisan 17, 2010

Aşk'tı Kendini Başkasına Bir Kalple Bağışlama Şekli


Bir sevdalaşma sonrası ayrılıkta,
Ayrılığında sev-dalaşması mümkün,
İnanırım..

''Seni seviyorum ama'' diyen bir sevgili ayrılığa kapora bırakır,
Koparabilir her şeyi daha sonra,
Anladım..

Eski bir sevgilinin aklı başına geldiğinde,
Aşkını başından alması sonucu yeniden sevmelerde başlayabilir,
Yaşadım..

Aşk tek'ti..
Zamanla yer değiştirirdi,
Göçebeydi,
Yatalak kalmayacak kadar başkalaşmayı seven..
Misafir kalışlarında bir yürekte,
Uzatmamak için kalışları,bulunmaları kısa keserek,
Rahatsızlık duyan,rahatça sesini duyuran,benzer başka duygularla durduk yere her gece hecelerle yarenlik eden..
Aşk'tı insanın kendisini başkasının kalbine bağışlama şekli..

Aşk tek'ti..
Aşk sek içimlik bir zehirdi,
Çekmecelerden çok sonra çıkan bir beyaz kağıtla iç acıtan,sebepti..

Aşk hep'ti..
Hep'si geçti..

Aşk hiç'ti..
Dedim ya,
Tek seferle sek içimlikti,
İçende içiren kadar kendinden geçti ve gençti her yeni gelişinde,yaşa-başa bakmadan nabız attıran ispiyonlarıyla iftiralanan..

Kimselere anlatamadım..
Aşk tekti..

Bir yalın anlamdan,
Bir yalan Aşktan,
Bir yılan şahmerandan geçtim,
Sana dengim,denk geldim..

Boşuna buyruk harfleri doldurmak üzere hoşça kalırken vedalar,
Baş harfiyle,
Bir Aşk,
Har edişlerle,
Tenime iz kalırsa,
Hayal edilemez senden sonra bir hayat..

Temennim sadece,
Beni Aşk'la sen anla-t..


Emre GÖKCE

Cuma, Nisan 16, 2010

bahar gelince...

Dün gece yatmadan kararımı vermiştim.
Bu sabah kalkar kalkmaz kendimi evimin yakınındaki Özgürlük Parkına attım.
Sabahın ilk saatlerinde park görevlilerinin ve yürüyüş yapan yaşlı amca ve teyzelerin dışında kimsecikler yoktu.
Kediler mışıl mışıl ağaç gölgelerinde, kıyılarda köşelerde uyuyorlardı.
Olmazsa olmazı kargalar zaten ayaktalardı.
İnanılmaz bir huzur içinde yeni doğmuş güneşin altına attım kendimi.
Duyduğum tek şey kuş sesleri ve su sesiydi.
Dinledim dinledim dinledim..

Uzun bir süre aklımdan hiç birşey geçirmedim.
Sonra insanların niçin kendinlerine küçük de olsa, az da olsa böyle bir dünya açmadıklarını düşündüm...
Niçin böyle güzellikler yaşamaktan mahrum bıraktıklarını kendinlerini ?
Çok mu zor gerçekten onca sıkıntı, problem ve sorumluluğun arasına, 
arasıra da olsa huzuru koymak ?
Biraz içinde bulunduklarını değiştirmek, birazcık kendilerini hissetmek..
Düşünmemek..
Sadece dinlemek...

Ben bugün sadece dinledim..Gözlemledim..
Hatta objektifime bir kaç güzel fotograf bile ekledim...




Laleleri de kırmızıyı da çok severim..
Güneşlerin muhtemeşem ışıklarıyla ikisini birden daha çok sevdim :)




Herkese sıcacık, kimi zaman dingin kimi zaman hareketli, 
huzurlu, yemyeşil, çiçekli böcekli bir Bahar diliyorum.. 
İçinize bol temiz hava katın, birazcık beyninizi boşaltın..
Ve farkında olmadığınız belki de hergün yanından gelip geçtiğiniz güzellikler için gözlerinizi biraz daha fazla açın..
Ve her açan çiçeğin tadını çıkartın...


Düş ve Dua



Yağmura, nisana ve yaşıma aldanıp
uçurumları kıyı sanarak,
ve "dağlar erişilmeyince acı verir"
sözünü unutarak,
kaf dağına gitmek istedim.
 
Irmak inadıyla yürüdüm uzaklara 
Bir derviş olup yürüdüm uzaklara
 
Yanıldı denektaşım geriye döndüm 
Kutsal Sözler Panayırı'na sığınıp
ipeksi bir sessizliğe büründüm:
 
Bir hayat, mahçup ve duru
Tanrım, gülleri
ve sessiz harfleri koru.
 İbrahim Tekneci

Perşembe, Nisan 15, 2010

AŞk İki Kişiliktir.!

   Aşk kaç kişiliktir?
Ten tene dokunmadan.. Göz göze gelmeden..Paylaşmadan..Yaşamadan. Aşk mümkün mü?
Aşk için birisi gerekmez mi, aşk içinde kalabilirsin, aşk olabilirsin ama birisi olmaz mı hep karşında?
Sevdiğin, düşündüğün, hayal ettiğin birisi...
Paylaştığın birisi...
Varlığını sürekli yanında hissettiğin birisi...
acısını, heyecanını, arzusunu, mutluluğunu yaşadığın birisi...
Kokusunu içinde sakladığın birisi...
***
Gülüşü gözlerinin içindedir, beklersin, nerde nasıl olduğu önemli değildir.
Çünkü her yerde seninledir...
Senin içindedir..
Geçmişindendir...Geleceğindendir...Belki hep beklediğindir...
*
Yani Aşk hep içindedir..
Bonafide

Aşk kaç kişiliktir burdan dinleyebilirsiniz...

P.S. Bu konuya nerden geldiniz nerdesiniz Hıncal Uluç'un muhteşem köşe yazısından başlayıp yukarda paylaştığım albümle harmanalandım...Daha önce de okumuş, beğenmiştim. Ama dinleyince, Hıncal uluç'un o güzel yazısını da okucunda yazmadan edemedim...

Salı, Nisan 13, 2010

Hayat kısacık...

"la vie est bréve - hayat kısacık..
un pen de reve - azıcık hayal,
un oen d'amour - sevgi, azıcık..
et puis bonjour - derken merhaba...
la vie est vaine - hayat anlamsız..
un pen de peine - biraz ıstırap
un pen d'espair - ve umut yalnız
et puis bonsoir - derken elveda..."

  burdan bir alıntı. 


O yüzden daha çok sevmeli, daha çok sevilmeli,
Daha az bağlanmalı birşeylere, birilerine,
Kahkaları eksiltmemeli, çoğalttıkça çoğaltmalı hayatın her evresinde
O yüzden acıdan da haz almayı öğrenmeli, 
Acıyı tatmalı ki yaşadığımızın,mutluluklarımızın bir anlamı olsun.
Herşeye anlam yüklememeli, 
Bazı şeyler vardır yaşanmalı ve bitmelidir..
Hayatın sürekliliğine ayak uydurmalı,
Hayat akıp giderken uzaklardan bakmamalı..
Her güne kucak açmalı,
Her gelene kapı aralamalı.
Hayat kısacık..
Yaşamı çoğalttıkça çoğaltmalı..

Bonafide

13 NİSAN :)

Her doğum günümde olduğu gibi bu seferki doğum günüm de erken başlayıp geç bitecek..
Seviyorum ben doğum günlerini..:)
Kim sevmezki değil mi sevdiklerinden, uzun zamandır görüşmediklerinden, ailesinden, arkadaşlarından bu kadar ilgi görmeyi ?
Mesajlar, telefonlar, mailler geliyor..ve herkes senin için ne kadar klasik olursa olsun içten, iyi, mutlu olabileceğin, her zaman duymadığın güzel cümleler kuruyor ve tatlı bir gülücük yolluyor :)
Herkes hayatlarında olmandan çok memnun, 
Herkes senin için iyi dilekler içerisinde,
Sende kendine bakıp -İyi ki doğmuşum ve Ne güzel seviliyorum- deyip daha bir fazla özenle seviyorsun diğerlerini...
Cümleler gururunu okşadıkça suratına her seferinde hoş bir gülümseme yayılıyor... 
Sanki her doğum gününde sevdiklerinin varlıklarıyla yeniden doğuyorsun.
Sanki onlar seni yeniden VAR ediyorlar...
Sanki sana yeniden VARLIĞINI hatırlatıyorlar...
Ya da sen VARLIĞINDAN haberdar olduklarını hissediyorsun...
Sana sana unuttuğun şeyleri hatırlatıyorlar...
seviyorum doğum günlerini ben ..

Çünkü bazen hiç beklemediğin bir anda beklemediğin bir insandan bir telefon alıyorsun...
Ya da beklemediğin bir anda birileri senin için birşeyler yapıyor...
Bir iki mum üflüyorsun ve yediğin tatlılarla tüm mutluluk hormonları tavan yapıyor :)
Sonrası Yaşamak ne güzel ! 
hayatta olmak ne güzel !
Tüm zorluklara, tüm sıkıntılara, dertlere rağmen, varolmak ne güzel !
Hepsinden öte sevildiğini hissetmek ne güzel! 
Teşekkürler herkese.tüm sevenlerime, tüm sevdiklerime..
Sağlıklı, mutlu, huzurlu, nice nice güzel ve beraber yaşlara..
Seviyorum yaşlanmayı :)




NOT: Resimler Pazar gününe ait. Fenerbahçe sahilinde canım arkadaşlarımın yaptığı süprizle başladı kutlamalarım..Seviyorum sizi, Çok güzel bir gündü. Teşekkürler tekrardan...
Bonafide

Cumartesi, Nisan 10, 2010

Zaman öyle çabuk geçiyor ki...

Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına.
Daha dün doğmuşuz sanki
Yeni okula başlamışız
Yeni sevmişiz

Öyle çabuk geçiyor ki günler
Hele sen de bir bak hayatına
Yarın bitecek sanki her şey
Yarın ölecek gibiyiz.

Daha doymamışız yaşamasına
Günlerimiz dün bir, bugün iki
Sakın bir şey bırakma yarına
Yarın yok ki.  
Özdemir Asaf 

Günler o kadar çabuk geçiyor ki bir bakmışız büyümüşüz
O çocukluğumudan, saflığımızdan,eğlencelerimizden geriye 
sorumluluklar,kaygılar,keşkeler kalmış.
Gülüp eğlendiğimiz onca şey şimdi bize ne kadar da uzak...
Büyümek mi bu?
Zaman kendince, almış başını giderken büyümek mi şimdi bu?
Hem de sen hiç birşey anlamazken...
Elbette var güzel şeyler, elbette mutluyduk, mutluyuz...
Elbette beraberiz, birlikteyiz...
Ama zaman sanki değiştirmiş bizleri, birşeyleri...
Bir ses bir tanıdık yüz görünce içim sıcacık oluveriyor şimdi...
Sanki içimi biliyor sanki iyisiyle kötüsüyle bana ait.
Sanki ben gibi...

Canım Mervem bu resim anlatır eminim herşeyi ama aradan geçen 4 yıla inat ben hala aynı sarılıyor aynı öpüyorum seni..
Düşünüyorum o güzel okul bahçemizi, 
çimlere uzanıp güneşin altında saatlerde oturup denizi seyredişimizi..
Yatakhanemizi, yemekhane sıralarını, temizlik nöbetlerini, 
ısdırap dolu da olsa hevesle beklediğimiz çarşı izinlerini..
Özlüyorum hepsini..
Bizi,farklı hayatlarımız, farklı alışkanlıklarımız, farklı kültürlerimizle birarada yaşayabilmemizi sağlayan tercihlerimizi özlüyorum..
 Geçmişimizi özlüyorum..
Ama yine de şuandan çok memnunum ve sana yine bu kadar güzel sarılıyorum..:)
Seni seviyorum.. ve Diğerlerini de :)

bonafide



Pazartesi, Nisan 05, 2010

Sevgi Neydi?


Her insan bir  tanım buldu sevgiye,
her insan bir başka sevdi diğerini,
ve her sevgi bir başka güzeldi..
Çünkü sevmek güzellik demekti..
Sevdin mi herşey güzeldi ..
Peki şimdi ne değişti?
Ne değişti de sevgi yetmedi?
Arkadaşsın, aşıksın, evlatsın, kardeşsin.Muhakkat birilerinin sevebileceği birisisin. 
Muhakkak sevebileceğin birileri var hayatında..
Yalnız değilsin. 
Ama söyle bana sevebileceğin bir sen var mı hayatında?
Ne kadar iyisin, ne kadar dostsun kendine?
Ne kadar fedakarsın üstelik?
Saygın var mı düşüncelerine, hissettiklerine ya da bedenine?
Kabullenebilir misin onları öylece?
Tamamlanabilir misin kendinle?
Bir başkasını seversin..ama kendini sevebilir misin önce?

                                                                  bonafide

Perşembe, Nisan 01, 2010

Gün biter gülüşün kalır bende
anılar gibi sürüklenir bulutlar
Ömrümüz ayrılıklar toplamıdır
yarım kalan bir şiir belki de


Aykırı anlamlar arayıp durma
güz bitip sular köpürür de
kapanmaz gülüşünün açtığı yara
uçurum olur zaman her gece

Her gece yeni bir savaş baslar
acı ses olur, ses deli yağmur

Sığındığım her yer adınla anılır
ben girerim sokağı devriyeler basar
Bir de gülüşün eklenir kimliğime. 
                                                       Ahmet Telli

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...