Çarşamba, Ekim 16, 2013

Ama ne kadar güzeldi yazı yazmak...

Unutmuşum içimden geçenleri, söyleyemediklerimi yazıya nasıl aktardığımı uzun bir zamandır belki içimde o kadar sıkışmışlar ki nefes alamaz olmuşum artık.

2 yıl önceki maillerimi açtım. Sevdiğime, sevdiklerime yazdıklarıma baktım. Bunları ben mi yazmışım diye öyle şaşırdım ki.!

Duygular değişir, insanlar değişir, birşeyler yerinde durmaz değişir.. Hayatı bi tarafından yakalarken bir tarafından bırakmışım. En sevdiğim eşyalar, en sevdiğim mekanlar, eğlenceler, aktiviteler, en sevdiğim insanlar bile değişmiş...

Dengeyi buldum buluyorum derken hoopp yeniden denge arayışına girmişim. Hatta dengesizliği özellikle seçmişim..

Eskiden de sığdıramazdım. Zaman yetmezdi, yetinemezdim. Ama şimdi zaman daha az şeyle yine yetmiyor oluvermiş. Zevklerim azalmış, uyum sanki bir an olsun sağlanmış. Aslında kocaman bir boşluk etrafımı kaplamış. Boşluklarla doldurulmuş bir boşluk...

Aslında çok severdim ben yazmayı. Hatta ufacık birşeyi yazmak için sessizliğe gömülür saatlerimi harcardım. Ahım şahım şeyler yazdığım olmadı hiç ama ben her yazdığımdan tatmin oldum. Yazamadıklarımı başka yerlere yazdım. Söyleyemediklerimi yazdım. Yaşayamadıklarımı yazdım. Şimdi yeniden yazmaya kalksam yazabilir miyim? bilmiyorum.

Hem artık moda değişti. Twitter geldi, intstagram geldi. Onlara yazarım. Daha kısa yazarım. Daha düşünmeden. Daha özensiz. An'lık yazarım. Anılarımı değil an'larımı yazarım.

Ama ne kadar güzeldi yine de uzun yazmak...anlatmak..boşluğa..karanlığa..dönüp baktığında orda senden birşey bulduğunda..bir kelime de değil, uzun bir cümlede..bir mısrada..














LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...