Cumartesi, Ocak 22, 2011

Gülümse

Bugün cumartesi,  yatağından kalk ve perdeyi aç...Bu sabah ilk gökyüzüne gülümse herkesten önce, yüzünü bile yıkama buluşmadan maviyle …Bugün cumartesi, bugün gördüğün herkese, her şeye ilk sen merhaba de.  Bugün elini aç Tanrı'ya, daha çok şükret yaşadığına…Bugün cumartesi, bugün “Bugün Pazar” şiirini dinle Nazım’dan tekdüzeliğin inadına…Bugün küfretme haline, gülümse kaderine…

Bugün cumartesi, kah yağmur yağıyor, kah güneş açıyor dışarıda. Bugün bütün güneşleri içinin sıcaklığında topla, bütün yağmurları en romantik anlara sakla…Bugün cumartesi, bugün tiyatroya git; içinde “mutluluk” geçen bir oyun izle. Ya da evde kal bugün, kitap oku, radyo dinle, balıkları besle…Bugün cumartesi, bugün bir oyun oyna mutlulukla, en sevdiği oyun saklambaçtır mutluluğun…Ebe sen ol ve ara mutluluğu…İnatçıdır pes etme, vazgeçme aramaktan. Kimi zaman şeytanın aklına gelmeyecek yere saklanır; bulamazsın kimi zaman, orta yerde karşına çıkar inanamazsın. Sen bugün ara mutluluğu bulana dek ve asla “kurt” olmasın övünerek...

Bugün cumartesi, bugün kendin ol, bugün kendin için yaşa, bugün gönlün paşa…Bugün cumartesi, bugün Polyanna’yla arkadaş ol, bugün en güzel şarkıları dinle…Bugün cumartesi, patlat bir Sezen Aksu: HADİ GÜLÜMSE…
 
Kürşat Güven

Perşembe, Ocak 20, 2011

she

She
May be the face I can't forget
A trace of pleasure or regret
May be my treasure or the price I have to pay
She may be the song that summer sings
May be the chill that autumn brings
May be a hundred tearful things
Within the measure of the day.
She
May be the beauty or the beast
May be the famine or the feast
May turn each day into heaven or a hell
She may be the mirror of my dreams
A smile reflected in a stream
She may not be what she may seem
Inside a shell
She who always seems so happy in a crowd
Whose eyes can be so private and so proud
No one's allowed to see them when they cry
She may be the love that can and hope to last
May come to me from shadows of the past
That I remember till the day I die
She
May be the reason I survive
The why and where for I'm alive
The one I'll care for through the rough and rainy years
Me I'll take her laughter and her tears
And make them all my souvenirs
For where she goes I got to be
The meaning of my life is
She, she, she 


Cumartesi, Ocak 15, 2011

And sun rises..



This writing describes a particular saturday which is a very sunny and hopeful.
All the black clouds that were over me had disappeared.

Sometimes, you feel alone, hopeless, or needing someone so you look at the sky to see a sunshine and there is nothing...
you lose your lifes reason and your medicine..
you fall down and down...
But not today..Today is a gift for you..
if you want to find your medicine, just go out and look at the sky.
I asure you will see everything you need in your sight..

Bonafide..

Cuma, Ocak 14, 2011

Are you Brazilian?


Günlerdir Queensland selle uğraşıyor, binlerce insanın evi su altında kaldı, yüzlercesi selde kayboldu, onlarcası öldü Queensland'ın 3/4 ' ü su altında..Biz se şanslı olanlardanız, yağmur gördük ama güneş açtı plajlara, havuzlara koştuk... Avustralya hükümeti olayların başladığı ilk günden beri sıkı önlemler alıyor, insanlara olabildiğince yardım etmeye çalışıyor. Bir doğal afet karşısında olması gerektiği gibi herşey oluyor ama ne kadar önlem alırsan al önüne geçebiliyor musun- hayır- Sanıyorum bir kaç gündür dinen yağmur biraz olsun toparlanmaları için fırsat verdi.  Her saniye tvlerde tek izleyeceğiniz haber bununla ilgili. Fazla olaylara alışkın olmayan Avustralyalılar bu durumla yıkılmış durumda. Ama geçenlerde bir arkadaşımla bir taraftan konuşup bir haberleri izlerken şunu farkettik. Benim ülkemde böyle bir afet yaşansaydı sonucunu düşünemiyorum dahi..
Bizi bunlardan ayıran çok şey var.
Su üzerinde, botlarda, grayderlerin üstünde, korunmak için, evsiz kalanlar için açılan kapalı alanlarda insanlar öyle rahat ki!! Tabi ki hepsinden bahsetmiyorum ama izlediğinizde, bu manzaralarla karşılaşmanız size garip hissettiriyor. En azından ben öyle hissettim. Sonra düşündüm ki, birazda burada şimdiye kadar gördüklerime dayanarak, bu insanlar korkusuz ve rahat yaşıyorlar..Ciddi yaşam kaygıları, ciddi fikir çatışmaları, korkuları yok. Herkes her şekilde olabildiğince eşit... Çok gariptir ki bu insanlara verilen müsamma ve rahatlık karşısında bu insanların bunları oldukça uygun kullandıklarını düşünmüyorum.

İstanbulda her gün bir cinayet haberi, kavga olayı, bomba tehlikesi, düşünce çatışması açlık sefalet, haksızlık, eşitsizlik ve bunlar karşın bir vurdumduymazlık yaşanırken tam tersi bir ülkede olup kendini güvensiz hissetmek çok garip olsa gerek! Ama bu garipliğe rağmen zaman zaman bunu hissettiğim doğru. Çünkü Avustralya insanın korkusuzluğu beni korkutuyor açıkçası.
Belki doğru zaman,doğru yer diyebilirsiniz belki kendi memleketin kendi insanın diyebilirsiniz bilmiyorum ama gecede yada gündüzce o bildiğiniz İstiklal'de -buralar benim- dercesine yürüyebilen ben, gecenin bir yarısı dünyaca ünlü ve kalabalık başka bir caddede-burda- çekiniyorum yalnız kalmaya...
Otobüs duraklarında, kaldırım üstlerinde o kadar şarhoş ve umursamazca hareket eden genç potansiyelin olduğu bir ortamda yalnız kalmak hiç bana göre değil :( 
Belki sadece gördüklerim sokaktakiler, belki genelleştirmek için çok daha erken ama inanın bana bu insanlar çok çok rahatlar. 

Diğer büyük şehirlere göre -Sydney, Melbourne- Türklerin çok yoğun olmadığı hayliyle Türk insanına çok alışkın olmayan Gold Coast halkı, burdaki bir çok Brazilyalı'dan mıdır yoksa benim çok benzememden midir nedir kimi zaman sormaya bile gerek duymadan Brazilya'dan bahsetmeye kalkıyorlar..-Türk'üm- dediğimde şaşırıp -Aa ilk defa bir Türk kızıyla karşılaşıyorum- diyorlar.. Bu duruma öyle alıştım ki artık ilk önce Türkiye'den geldiğimi söylüyorum. 

Memleketine bu kadar düşkün olduğunu sonradan farkeden ben tüm yakınmaları bir tarafa bırakıp orayı yaşamak için sabırsızlıkla bekliyorum...
Şimdillik öğrenme, keşfetme, belki de alışma aşımasındayım..
Ama şuan tek hissettiğim ne memleketimin insanını, ne memlektimin havasını değişebileceğim...
Aşkla Kalın,
Bonafide

Pazartesi, Ocak 10, 2011

Nereye mi? Yeni, güzel bir yıla....

Hızlıydık..

Dikkatliydik..

Cesurduk

Çabaladık..

Korktuk kimi zaman..

Dostlarımızlaydık..

Ardımıza bakmadık...

Büyük adımlar attık..

Suda yürüdük izimizi belli etmedik..

Hiç taviz vermedik..

Hırslandık kimi zaman

Meraklıydık..

Keşfettik..

Düşündük..

Sevdik sevildik..

Bir yılı daha bitirdik...

LinkWithin

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...