hayır hiç yadırgamıyorum
niye yadırgayacakmışım hem
sen bana inanırsın temmuzun ortalarıydı
aldanacak bir şey yoktu, olmadı
gel demek neyse, su içmek neyse
geldimse, bir bardak suyu içtimse
hepsi de aynı şeydi aşağı yukarı.
ilk duydum, bir daha duymadım yağmurlar yağmadığını
sonradan çizik çizik oldu neye baktımsa
sevda
bir işe benziyordu tahta tezgahta
kirpikleri anımsatan, çocukların çizdiği güneşleri anımsatan
en çok da ellerin üstündeki kılcal damarları
sözgelimi yontardım, eğip bükerdim bir geceyarısını
ben öyle olağan şeyleri pek sevmem
içkisiz günlerimizi anımsa
bindiğimiz hangi kalyondu ve anlatsana
baş yanı bir köpekbalığının dişlerinden
arkası bir mırıldanma
bakkal çırağına benzer bir şeydi yokuş aşağı inen
içinde yağ paketleri, peynir
maydanozlar görünen
Edip Cansever
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder